Yanıtlanmamış Dualar
Cennetin çok uzun süre sessiz kaldığını hissettiğiniz için dua etmeyi hiç bıraktınız mı? Hiç Tanrı'ya yalvarışınızı sürekli tekrarlayan bozuk bir plak gibi hissettiniz mi? Belki sizi duymuyordur? Belki de yanlış dua ediyorsunuzdur?
Tanrı'nın sessizliği. Çileden çıkarıcı, acı verici, zor. Ya Tanrı'nın cevap vermesine bu kadar çok ihtiyaç duyduğunuzda, cennet sessiz kalırsa?
Cevaplanmamış dualarla ne yaparız?

Hızlı bir çözüm mü?
Birisi incindiğinde veya üzgün olduğunda genellikle o kişiyi neşelendirmek istersiniz, değil mi? Kendisini daha iyi hissettirecek bir şey söylersiniz. Ona biraz moral verirsiniz. Hayat zordur, bazen hayatınızda o kadar zor şeyler yaşarsınız ki kendinizi iyi hissetmeyi hiç istemezsiniz. İyi gelen Kutsal Kitap metinleri zihninizde yankılanabilir. İnsanlar sizin için her şeyin düzelmesini ister!
Peki dualarınız aylarca, yıllarca, on yıllarca cevapsız kaldığında; ne yapacaksınız? Sizi daha iyi hissettirmek için klişeler ve basmakalıp gibi görünen Kutsal Kitap ayetleriyle burada değiliz. Bu zor konunun tam kalbine dalmak istiyoruz.
Merhaba, orada kimse var mı?
Dua hızlı bir çözüm değildir. Sadece kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak bir moral takviyesi değildir. Dua, yaşayan Tanrı ile iletişim veya birliktir. Kutsal Kitap’ta İsa, hem Tanrı'nın çocukları hem de Tanrı'nın dostları olduğumuzu söyler.
Bu yüzden O'nun önüne geldiğimizde, bunları aklımızda tutmalıyız. Yüreğimizi O’na açabiliriz. Maskenizi çıkarıp artık görünüşünüzü korumak zorunda kalmadığınızda yaptığınız sohbetler, en iyi sohbetleriniz değil midir? Özellikle tüm hayal kırıklıklarınız, öfkeniz ve üzüntünüzle... Her şey düzelmese bile, yüreğimizdekileri paylaşmak önemli ve rahatlatıcıdır.
Yine de Tanrı'nın bunu bizden duymak istemediğini, öfkemizi veya incinmişliğimizi filtrelememiz gerektiğini düşünürüz. Ama gerçek değilsek, gerçek duygularımızı göstermiyorsak, Tanrı bizi nasıl rahatlatabilir?
Tanrı'nın Sessizliği
Bir adamı delirtmeye yeter, bir adamın inancını kırar
Aklının başında olup olmadığını merak etmesine yeter
Senin asanda ve değneğinde teselli ararken,
Cennetin tek cevabı Tanrı'nın sessizliğidir.
Bir Tek Ben Miyim?
"Dua ediyorum ve ediyorum ama hiçbir cevap alamıyorum - bir tek ben miyim?" Tanrı ile bir bağlantı deneyimlemediğinizde, bu çok izole edici hissettirebilir. Yalnız hissedersiniz. Yanlış anlaşılmış… Tanrı tarafından, ama bazen başka insanlar tarafından da. İnsanların Tanrı ile deneyimleri ve cevaplanan duaları hakkında hikayeler duyabilirsiniz ve sadece, "Senin için iyi ama ben Tanrı'yı duymuyorum." diye düşünürsünüz. Bu hikayeler yalnızlık ve dışlanmışlık duygularınızı güçlendirebilir. Ama cennetin kapalı olduğunu deneyimleyen insanların başka hikayeleri de var. Tanrı'ya haykırırlar ve geri dönüş beklerler.
İsa bile çarmıhta Tanrı'ya bağırır: Beni neden terk ettin? Sizi şaşırtabilir ama Kutsal Kitap’ta bunun gibi hikayeler de vardır. Bunları duyduğunuzda, sizi neredeyse depresyona sokabilir. Ve gökyüzü sessiz görünür. Tanrı tarafından reddedildiklerini hissetmelerinin nedeni budur.
Dürüst Olmak
Dürüst Olmak
Çoktan ölmüş ölüler gibi
Beni karanlıkta yaşattı.
Çevreme duvar çekti, dışarı çıkamıyorum,
Zincirimi ağırlaştırdı.
Feryat edip yardım isteyince de
Duama set çekiyor.
Yontma taşlarla yollarımı kesti,
Dolaştırdı yollarımı.
Evet, bu gerçekten Kutsal Kitap’ın Ağıtlar kitabından. Adı her şeyi açıklıyor zaten. Çok fazla şikayet var. Bu kitabı bir süreliğine atlamayı tercih eden insanlar var. Gerçekten mutlu eden bir kitap değil. Belki de sadece, "kabul etmemiz" gerektiğini düşünüyoruzdur. Sadece yutup devam edelim. Yine de kitap Kutsal Kitap’ta bir sebepten dolayı yer alıyor. Görünüşe göre Tanrı şikayet etmemize izin veriyor. Tanrı'ya şikayet ettiğimiz sürece! Bağırın!
Davut Ağlıyor
Davut Ağlıyor
Davut ağlıyor:
Dikkatini çevir, yanıt ver bana.
Düşüncelerim beni rahatsız ediyor, şaşkınım
Düşman sesinden, kötünün baskısından;
Çünkü sıkıntıya sokuyorlar beni,
Öfkeyle üstüme üstüme geliyorlar.
Davut'un bu hissi size tanıdık geliyor mu? Bu mezmurun yazarı o sırada kaçaktı. Arkadaşları tarafından ihanete uğramıştı. Hayatı kaos içindeydi. Hiçbir şeye anlam verememişti ve Tanrı'ya yakardı. Yalvarırken ve ağlarken, duası değişti çünkü aynı mezmur, "Sana güveniyorum" ile biter. Tamamen böyle hissettiği için değil, Tanrı'ya güvenmeyi seçtiği için. Hayatınızda Tanrı'yı deneyimlemediğinizde bile, bazen O’na güvenmek için bilinçli bir seçim yapmanız gerekir. O’nu hissetmediğiniz anlarda bile.
Eyüp Tanrı'ya Karşı Dürüsttür
Eyüp Tanrı'ya Karşı Dürüsttür
"Artık dua etmenin ne faydası var?" diye haykırır Eyüp. Nasıl başarılı ve çok dindar bir adam olduğunu Kutsal Kitap’ta ayrıntılı olarak anlatılır. Ama her şeyini kaybeder. İşini, mallarını ve ailesini. Sonra da hastalanır. Tanrı aniden çok uzaktaymış gibi görünür. Cennet kapanır. Bunun neden şimdi başına geldiğini anlamaz. Neden artık dua etsin ki?
Eyüp Tanrı'ya karşı çok dürüsttür, ama aynı zamanda arkadaşlarına karşı da dürüstlüğünü korur. Artık görünüşlerini kendisine saklayamadı. Peki ya Tanrı? Artık ihtişamla, hallelujah, diye haykırmadığı için onu tamamen terk mi ediyor? Tam tersi! Tanrı'nın konuşmaya başladığı an tam da bu andır. Tanrı'nın her şeyde nasıl mevcut olduğunu ve Eyüp'ün kendisine güvenebileceğini gösterir. Neyse ki Eyüp için her şey tekrar yoluna girer ve Tanrı ile ilişkisi daha derin ve daha yoğun bir hale gelir. Hem de ilişkilerinin içinden geçtiği ağır denenmeler sayesinde.
İsa'nın Cevaplanmamış Duası
Mükemmel insan ve Tanrı'nın Oğlu olan İsa'nın nasıl cevaplanmamış bir duası olabilirdi? İsa çarmıha gerilmeden önceki gece, İyi Cuma günü, arkadaşlarını dua etmek için bir bahçeye götürdü. Acı içindeydi, işkence ve ölümden korkmuyordu, ama çok daha kötü bir şeyden korkuyordu! Tüm insanlığın, tüm günahlarının cezasını ve Babasından ayrılmanın neden olacağı acıyı kabul ederek yaşayacağı ızdırabı biliyordu. Bu yüzden dua etti, "Baba, mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın" Matta 26:39
Daha sonra, İsa çarmıhta asılıyken, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" diye haykırdı. Matta 27:46
Tanrı'nın dualarınıza cevap vermediğini hissetseniz bile, gerçek şu ki İsa'nın cevapsız duası, Tanrı tarafından her zaman duyulacağımız ve her zaman cevap alacağımız anlamına gelir (umduğumuz cevap olmasa bile). İsa bizim için Cennet'in gerçek sessizliğini üstlendi. Kendinizi yalnız ve Tanrı tarafından terk edilmiş hissetseniz bile, öyle değilsiniz ve eğer İsa'daysanız, asla terk edilmiş olmayacaksınız.

Tanrı Duyar ve Cevaplar
Eğer İsa bizim Rabbimiz ve kurtarıcımızsa, Tanrı'nın tüm dualarımızı, hatta ifade edecek kelime bulamadığımız dualarımızı bile duyduğundan emin olabiliriz. İsa, bizim adımıza aracılık ederek Baba'nın sağında durmaktadır, Romalılar 8:34 bize bunu söyler. Sadece bu değil, içimizde Kutsal Ruh varsa (ve tüm Hıristiyanların içinde vardır!) o zaman Ruh da bizim için aracılık eder Romalılar 8:26.
İskoç ilahiyatçı ve yazar P. T. Forsyth şöyle yazmıştır: "Bir gün, Tanrı'nın büyük retlerinin bazen en gerçek dualarımıza gerçek cevaplar olduğunu minnettarlıkla bileceğimiz bir cennete geleceğiz."
Tanrı'nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz
- Romalılar 8:28
Tek Başına Gitme
Bazen cennetin sessiz kaldığını hisseden tek kişi sen değilsin. Gördüğümüz gibi, İsa'nın kendisi de bunu deneyimledi. Bu duyguyla yalnız kalmak zorunda değilsin. Eğer çevrende Tanrı ile ilişkisi olan insanlar varsa, onlardan yardım iste. Tanrı ile bağlantı kurma arzunu paylaş. Onlardan senin için dua etmelerini veya yeterince güveniyorsan seninle birlikte dua etmelerini isteyebilirsin. Hikayelerinin sana umut vermesine izin ver. Çünkü dualarımıza aradığımız cevabı deneyimlemesek bile, Tanrı bizi duyar! İsa sizin nasıl hissettiğinizi bilir, dualarınızı Baba'ya götürür.
Buna güvenin. Vazgeçmeyin. Cennet sessiz görünse bile…