Tapınma Nedir?
Sözlükte "tapınmak" kelimesini ararsanız şunları bulursunuz:
ilahi bir varlık veya doğaüstü bir gücü onurlandırmak veya hürmet göstermek
büyük veya abartılı bir saygı, onur duymak veya bağlı olmak

Hristiyan inancına gelince, ibadetin en geniş tanımını arıyorsanız, bu şekilde özetlenebilir: "Tanrı'yı yüceltmek ve sonsuza dek ondan zevk almak." Kutsal Kitap bize insanların bunun için yaratıldığını öğretir, bu yüzden bu amacı yerine getirdiğimizde hayatta yüteğimizin en dolu olduğu noktayı ve zevkimizi bulacağız.
Özellikle müzik ve şarkı söylemeye odaklanan daha belirli bir Hristiyan ibadeti türü vardır. Genellikle "Tapınma ve Dua Zamanı" olarak adlandırılır; bu, Hristiyanların genellikle pazar günleri bir araya gelip Tanrı'ya şarkılar söyleyerek O’nu övdükleri zamandır. Bir yazar bunu şu şekilde tanımlıyor: "İbadet, Tanrı'yı huzurunda seslerimizle ve kalplerimizle yüceltme etkinliğidir." W. Grudem Sistematik Teoloji. Amacımız, tüm hayatımızla Tanrı'ya ibadet etmek olsa da, ibadetin diğer imanlılarla bir araya gelip dudaklarımız ve kalplerimizle Tanrı'yı öven ve O’na yücelik veren sözler söylemeyi içeren çok önemli ve harika bir kısmı da vardır.
Kutsal Kitap’ta yer alıyor mu?
Kutsal Kitap’ın ilk kitabı olan Yaratılış bölümünde Tanrı'nın İbrahim adında bir adamla buluştuğunu ve ona soyundan gelenleri büyük bir ulus yapacağını ve kendisinin de onların Tanrısı olacağını söylediğini okuruz. Kutsal Kitap’ın ikinci kitabı olan Mısır’dan Çıkış'a geldiğimizde ise, 400 yıldan fazla bir süre sonra, Tanrı'nın İsrail'i (İbrahim'in soyundan gelenleri) vaat ettiği gibi büyük bir ulus yaptığını görürüz. Ancak onlar Mısır'da köledir. Tanrı Musa'ya halkını özgürleştirmek istediğini ve böylece kendisine ibadet edebileceklerini söyler (M. Çıkış 7:16b). Tanrı'ya yazılmış ilk ilahileri bu inanılmaz destan aracılığıyla okuruz. İnsanlar, onları Mısır'dan çıkarmak için yaptığı kudretli işler için Tanrı'ya şarkılar söyleyerek övgüde bulunurlar.
O noktadan itibaren Tanrı'ya ilahiler söylemek Kutsal Kitap’ta düzenli olarak görülür. Aslında, Kutsal Kitap’ta tamamı ilahilerden oluşan Mezmurlar kitabı olarak adlandırılan bir kitap vardır. Orada Tanrı'ya yazılmış en güzel ilahilerden bazılarını buluruz.
Sonra Yeni Ahit'e ve özellikle Pentikost'tan sonra kilise doğduğunda, Tanrı'nın halkını çağırdığı şeyin gerçekleştiğini görürüz. Şu emri okuruz,
"Mesih'in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı'ya nağmeler yükseltin." Koloseliler 3:16
Neden tapınmaya çağrılıyoruz?
Çok basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, iç içe geçmiş iki ana neden vardır. Birincisi, Tanrı'nın tapınmamıza layık olmasıdır. Yani olduğu her şey; büyüklüğü, gücü, mükemmelliği, güzelliği, görkemi ve tüm eserleri övgü ve tapınmayı hak eder. Tanrı tüm ihtişamı hak eder. O’nu hep birlikte överken, esasen, "Tanrım, sen tüm ihtişama layıksın ve biz değiliz." diyoruz.
İkinci ana neden, Hristiyanlar bir araya gelip Tanrı'ya tapındıklarında, cennetsel bir gerçekliğin tezahürünü uyguluyoruz. Kutsal yazıların birçok yerinde cennette neler yapıldığı hakkında bilgiler okuruz. Bunu en ayrıntılı şekilde Vahiy kitabında görürüz, Havari Yuhanna'ya cennetin taht odası ve orada gerçekleşen ibadet hakkında bir vizyon verilir. Bize, gece gündüz Tanrı'ya, akıl almaz derecede güzel olan devasa, "kilise ibadetinde" tapınıldığı söylenir. Melekler ve azizler, Tanrı'nın değerliliğinden, ihtişamından, gücünden ve onurundan bahseden ilahiler söylerler. Tanrı'nın halkı (kilise) da ilahi söylemek için bir araya geldiğinde, cenneteki tapınmayı yansıtmış oluruz. Bu harika ve görkemli bir şeydir.
Önceden haber verme
"Cennetin" kabarık beyaz bulutlar içinde, etrafta arp çalan tombul meleklerin yüzdüğü bir yer olduğu yaygın bir yanlış anlamadır. Oraya gittiğimizde bizim de sonsuza dek etrafta yüzerek ilahiler söyleyip arp çalacağımız algısı vardır,. Cennetin bazı insanlara sıkıcı gelmesine şaşmamalı! Bu, Kutsal Kitap’ın bize sonsuzluk hakkında verdiği resim değildir. Belki de eski resimlere ve filmlere dayanan, uydurulmuş bir yanlış anlamadır. Kutsal Kitap, İsa'nın bir gün tekrar gelip dünyayı Tanrı'nın orijinal tasarısına geri döndüreceğini açıkça belirtir. Artık acı veya gözyaşı olmayacak, kötülük olmayacak. Sadece iyilik, esenlik ve mükemmellik olacak. Hala bir şehir ve yapmamız gereken işler olacak. Bununla birlikte, Tanrı'ya sürekli ibadet edilecek ve muhtemelen buna hep birlikte tapınmak da dahil olacak. Bu, şu anda hayal edebileceğimizin ötesinde harika bir deneyim olacak. Hristiyanlar bir araya gelip Tanrı'ya tapındıklarında, sonsuzluğun bir haberini vermiş oluyoruz!
İsa takipçilerine şöyle dedi: "Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor." Yuhanna 4:23
Peki ya müzik tarzları?
Geçtiğimiz binlerce yıl boyunca tapınma ilahileri büyük ölçüde değişti, kültürden kültüre de değişiyor. Daha yakın geçmişte, belki 50-100 yıl önce, insanlar hangi müzik tarzlarının, "tapınma" olarak kabul edilebilir olduğu konusunda tartışmalar yaşadılar, bu çok uzun zaman önce değil. Bazı mezhepler yalnızca bir org çalmanın kabul edilebilir olduğunu iddia etmişti. Bazıları yalnızca acapella söylüyordu. Davul kullanma fikri başlangıçta oldukça tartışmalıydı, aynı şey elektrikli enstrümanların tanıtılmasında da geçerliydi. Gerçek şu ki, bu tartışmanın çoğu tamamen tercihlere ve kültüre dayanıyordu. Neyse ki çoğu insan bu takıntıyı aştı ve müzik tarzının Tanrı tarafından açıkça talimatlandırılmadığını fark etti. Yine de, belki 70 yıl önce, bazı insanların yalnızca, "eski ilahiler" söylemekte ısrarcı olduklarını ve bu ilahilerin tapınmak için en uygunları olduğunu düşündüklerini hayal etmek komik. Özellikle de bu ilahilerden bazıları eski bar melodilerinden ritimler kullanılarak yazıldığını düşürsek!
Her şey yüreğimizle ilgili!
İsa, en önemli şeyin ruhta ve gerçekte tapınmak olduğunu açıkça belirtti. O, belirli bir müzik tarzından çok kalbimizle ilgilenir. Eski Ahit'te bile Tanrı, peygamberlerinden biri aracılığıyla şöyle demiştir: "Rab diyor ki, “Bu halk bana yaklaşıp Ağızlarıyla, dudaklarıyla beni sayar, Ama yürekleri benden uzak." Yeşaya 29:13. Tanrı, kalplerimizin durumuyla çok daha fazla ilgileniyor!
Sesimizle ve yüreğimizle Tanrı'ya şan verdiğimizde iki şey olur: Yaratılışımızda olduğu gibi Tanrı'dan zevk alırız ve inanılmaz bir şekilde, O da bizden zevk alır! Kutsal Kitap bize, O’na yaklaştığımızı ve O’nun da bize yaklaştığını söyler! Ne harika.
Harika bir tapınmacı olabilirsiniz veya olmayabilirsiniz. Tüm sözleri ezbere bilebilirsiniz veya bilmeyebilirsiniz. Herkesle birlikte ilahi söyleyebilirsiniz veya tek başınıza söyleyebilirsiniz. Belirli bir kural yoktur. İbadet etmenin tek bir mükemmel yolu yoktur. Tanrı sadece yüreğinizle ilgilenir. Peki ya siz? Gerçek bir tapınmacı mısınız? İsa hakkında bilgi edinmek ister misiniz? Hristiyan inancı hakkında makalelerle ve videolarla dolu bir online kütüphane olan İsamesih.info web sitesine gidin. Ya da bunu daha kolay bir yolla yapabilirsiniz.