Hayat Hakkında Sorular

Affetmek kişinin kendisini özgürleştirir

Desmond Tutu’nun affetmekle ilgili hikayesi

Küçük bir çocukken, annesinin babası tarafından nasıl istismara uğradığını gördü. "Gözlerimi kapattığımda, hala alkol kokusunu alabiliyorum ve annemin gözlerindeki korkuyu görebiliyorum." Desmond Tutu'nun affetmekten bahsettiğini duyduğunuzda, bir yaşanmışlığı duyarsınız. Sadece güzel sözlerle değil, kendi deneyimlerinden de bahseder. Desmond Tutu, Anglikan Kilisesi'ndeki ilk siyahi piskopostu ve Güney Afrika'daki ırkçılığa karşı çabaları nedeniyle 1984'te Nobel Barış Ödülü'nü aldı.

Evdeki şiddet onu derinden etkiledi. Çocukken yapabileceği çok az şey vardı. "Geriye dönüp düşündüğümde, içimde yükselen bir öfke hissediyorum ve babamı, onun sevgili annemi incittiği kadar incitmek istiyorum." Bu yüzden Desmond Tutu için affetme mücadelesi çok kişisel. "Onunla tekrar konuşmayı çok isterdim. Annemi istismar ederek beni ne kadar incittiğini ona anlatmak isterdim. Ama aynı zamanda yaptığı doğru şeyleri de paylaşmak isterdim. Ve ona onu affettiğimi söylemek isterdim. Yaptığı şeyler doğru olduğu için değil, affetmek beni kendi geçmişimden özgürleştirdiği için.”

Kendinizi Özgürleştirmek

“Ben affetmeye böyle bakıyorum, öncelikle kendiniz için yaptığınız bir şey olarak. Diğer kişiye yardım etmek için değil, kendinize yardım etmek için yaptığınız bir şey. Aksi takdirde sonsuza dek öfkemin içinde sıkışıp kalırdım.” Desmond Tutu, öfkenizi ve hiddetinizi bir kenara bırakmak zorunda olmadığınızı açıklıyor. “Bu duygular insan olmanın bir parçasıdır. Başkalarını affedemediğiniz için kendinizden nefret etmemelisiniz. Tam da bu nefret, haksızlığa uğrayan kişiye duyulan sevginin ne kadar derin olduğunu gösterir.”

“Sorun, tam da nefrete saplandığımızda, bizi ele geçirmesidir. O zaman sıkışıp kurban olmaya devam ederiz ve böylece sonsuza dek faile bağlı kalırız. Affederek intikam alma hakkınızdan vazgeçersiniz. İstismara uğradığınız veya acı çektiğiniz için diğer kişiden intikam alma hakkı kazanmış olursunuz. Affederek, bir bakıma haklarınızdan vazgeçersiniz. Ama karşılığında özgürlüğe kavuşursunuz.

Diğer kişi af dilemeli mi?

“Elbette, bu yapılabilecek en iyi şey olurdu. Ne yazık ki, olaylar genellikle bu şekilde gerçekleşmez. Ama bu özellikle failler için talihsizdir. Ben bunu şu şekilde görüyorum: Birini affettiğinizde bir ışık parlatırsınız, ama diğer kişi o affı almak için perdelerini açmadığı sürece, onun için her zaman karanlık olacaktır.”

Affedemem…

“İnsanlar olarak, içtenlikle affetme yeteneğimizin de olmadığını düşünüyorum. İçimizde mücadele etmeye devam eden bir parça her zaman olacaktır. Ve bazı şeyleri affetmek neredeyse imkansızdır: soykırım, ayrımcılık, taciz, cinayet… Neredeyse imkansızdır. Ama “Bütün günahlarını affediyorum” diyen bir Tanrı’ya inanıyorum. İsa çarmıhta ölürken bile, yanındaki katillere af sundu. Tanrı çıtayı yükseğe koydu. Biz affedebiliriz, çünkü biz affedildik. Ve adil olan adildir, bu her zaman zor olacaktır, ama Tanrı için imkansız değildir.”

Kaynak: The Guardian ve fotoğraf: Brian Moody.