Musa - İsyankar Prens

Bir noktada İsrailliler kendilerini Mısır'ın bir yerleşim yerinde yaşarken buldular, işçi olarak çalışmaya zorlandılar ve özellikle erkek çocuk doğurma özgürlüğünden mahrum bırakıldılar. Görüyorsunuz, yerel diktatör - firavun - her Yahudi çocuğun büyüyüp Yahudi bir adam olma ve daha da kötüsü, onun rejimine karşı bir isyancı olma riski taşıdığını düşünmüştü. Bu nedenle her erkek bebek öldürülmeliydi. Bunlar Musa'nın anne ve babasının yaşadığı ve Musa'nın kendisinin, tüm şartlara rağmen, doğduğu zamanlardı. Bir felaket tarifi. Ya da belki de değil…

Musa'nın annesi Yokevet ve kız kardeşi Meryem oldukça kurnaz iki kadındı. Musa doğduğunda, çoğu anne gibi, Yokevet de anında bebeğine aşık oldu. Musa çok güzel bir bebekti ve muhtemelen tüm topluluk sevgi dolu bir koruma içgüdüsüyle harekete geçmişti. Küçük Musa, başka bir plan tasarlanmadan önce bir süre saklı tutuldu.

Plan tasarlanmıştı. Yokevet, Musa'yı bir sepete koyup katranla kaplayacaktı, böylece sepet yüzecekti. Onu, Mısır kraliyet ailesinin kadınlarının nehir kıyısında yıkandıkları gün, tam orada oldukları saatte Nil Nehri'ne koyacaklardı. Meryem, içinde Musa'nın olduğu sepetin suda kalmasını sağlamak için nehir boyunca yürüyecekti ve sepet, kraliyet kadınlarından biri tarafından bulunacaktı. Elbette, onların da yürekleri bu güzel bebeğe karşı, Yokevet’inki gibi sevgiyle dolacaktı. Teoride her şey yolundaydı, ancak yine de büyük bir riskti. Ama daha sonra Yokevet, Tanrı'ya olan sarsılmaz inancı ve güveni nedeniyle takdir edilecekti.

Plan işe yaradı. Musa nehirden çıkarıldı ve firavunun kızı tarafından evlat edinildi. Ve daha da iyisi: Meryem ile birlikte İsrailli ebelerden biri olan kendi annesi tarafından bakılmak üzere gönderildi. Zamanı gelince, genç çocuk Mısır prensi olarak yetiştirilmek üzere saraya 'geri getirtilecekti.

Ancak Musa'nın hikayesi burada bitmiyor. O, ilahi bir görevde kahraman oluyor ve hikayesi ancak yıllar ve yıllar sonra, Nil nehrinden millerce uzakta, tamamen yeni bir nehrin kıyısında sona eriyor: Ürdün nehri. Doğmaması gereken prensten, kaçan bir katile, saklanan bir çobana ve sonunda halkının liderine dönüşen bu İsrailli çocuk, Tanrı ile yeni bir toprak ve yeni bir antlaşma vaadini yerine getirmek için yaptığı uzun yolculuğu tamamlıyor.

Sizi Musa'nın bu hikayesini deneyimlemeye davet ediyoruz: Mücadele, azim, inanç, güven, sabır ve nihayetinde kurtuluş hikayesi. Tanrı'nın çocuklarını kurtarmak için mesh ettiği bir adama işaret eden bir hikaye: İsa Mesih.

Bu blog, Lumo Gospel filmlerinin yaratıcılarının yeni bir Eski Ahit filmi olan The Covenant'tan esinlenen özel bir dizinin parçasıdır. Ezra'nın gözünden anlatılan film, Adem ve Havva, Nuh, İbrahim, İshak ve Yakup, Yusuf, Musa ve daha fazlasının hikayelerini canlandırıyor ve kelimesi kelimesine anlatımla Kutsal Yazılar’a sadık kalıyor. Hikayenin tamamını görmek ister misiniz? The Covenant'ı şimdi izleyin ve Tanrı'nın vaatlerinin gücünü deneyimleyin.